Sanat Dersi

Geleneksel Sanatlar

İğne Oyaları

Dünya literatürüne "Türk Danteli" olarak giren iğne oyalarımız, ilk bakışta dantelle benzerlik gösterse de, bir alan oluşturan ve mutlaka bir eşyaya dikilmek üzere yapılan iki boyutlu dantelden, üç boyutlu yapısı ve başlı başına bir süsleyici olması ile ayrılmaktadır.İğne oyalarının malzemesi genellikle ipektir.

İğne oyasının ortaya çıkıp gelişmesinde en büyük etken, Anadolu'nun İpek Yolu üzerinde olması ve ipek üretimi yapılmasıdır.Küçük iğnelerle düğümlenmek suretiyle yapılan oyaların, düğümler sıkıştırıldıkça örgü gözleri de küçülmektedir.İğne üzerine iplikle ilmik atarak ve iğneyle ipliği bu ilmik içinden çekerek yapılan iğne oyalarının, kare ve üçgen olmak üzere iki ilmek çeşidi bulunmaktadır.

Tekli sarma veya çiftli sarma biçiminde yapılabilen iğne oyalarının, tekli sarmasında, önce kumaşa batırılan iğnenin üstüne ipliğin sağdan sola doğru çevrilmesiyle bir halka oluşturulur.İlmekler belli aralarla tekrar edilerek zürafa adı verilen birinci sıra tamamlanır.Dönüş sırasında aynı ilmek soldan sağa doğru yönlendirilen halka içinden geçirilerek yapılmaktadır.

Türk Oyaları

El sanatları, insanoğlu var olduğundan beri tabiat şartlarına bağlı olarak ortaya çıkmıştır.İnsanların ihtiyaçlarını karşılamak, örtünmek ve korunmak amacı ile ilk örneklerini vermiştir.Daha sonra gelişerek çevre şartlarına göre değişimler gösteren el sanatları, ortaya çıktığı toplumun duygularını, sanatsal beğenilerini ve kültürel özelliklerini yansıtır hale gelerek "geleneksel"lik vasfı kazanmıştır.

El sanatları bir milletin kültürünü temsil etmekte ve tanıtmaktadır.Bu nedenle eş sanatları ürünleri de o ülkenin kültürel kimliğinin en canlı belgeleridir.Bir ülkenin gelenek ve göreneklerinin, yaşama biçiminin kuşaktan kuşağa aktarılmasında, gelişerek devam etmesinde en büyük rolü yine el sanatları oynamaktadır.

Bu nedenle bütün milletler el sanatlarına önem vermekte ve geçmişten geleceğe uzanan bir kültür hazinesi olarak korumaktadır.Anadolu, sahip olduğu el sanatlarının çeşitliliği ve üretim miktarının zenginliği bakımından bir çok el sanatı ürününün yapıldığı ve dünyaya tanıtıldığı önemli bir uygarlık beşiğidir.

Örgüler

Örgüler, geleneksel sanatlar içerisinde önemli bir yer tutmakta, hala devam etmektedir.Türk el sanatları, iğne, tığ, firkete, mekik vb. aracılığıyla ipek, pamuk İpliklerle ince örgüler, tığ, şiş, yün iplikle yapılan kalın örgülerden oluşan zengin bir birikime sahiptir.İnce örgülere, tentene, oya, bağ / düğüm işi (Kastamonu Düğümü), keseler, oyalar (İğne, boncuk vb);Kalın örgüler elde veya makinede (trikotaj) olarak iki türlü bulunmaktadır.

Örgü; elde kullanılan yalın araçlarla tek ipliğin kendi üzerine bükülüp kıvrılarak çeşitli ilmeklerle tutturulması veya düğümlenmesi ile yapılmaktadır.Kalın örgüler, çorap, eldiven, diz bağları, çedikler vb. doğal yün veya tabii boyalarla boyanmış yün iplerle yapılan bu örgüler arasında pamuk ipliği ile yapılanlara rastlanmaktadır.Şişle yapılan örgülere 19. yüzyılda rastlanmaktadır.

İşlemeler

İşleme; ipek, yün, keten, pamuk, metal vb. ipliklerle, çeşitli iğneler, uygulama biçimleri aracılığıyla; keçe, deri, dokuma vb. materyaller üzerinde yapılan bezemelerdir.Türk işleme sanatı tarihi çok eski devirlere dayanmaktadır."Bezemek" sözcüğü, giyim kuşam, ev eşyalarının süslenmesinde kullanılmıştır.Sarayda başlayan işleme sanatı, daha sonraları gerçek bir halk süsleme sanatı haline gelmiştir.İşleme teknikleri, iğneler coğrafi, sosyal, ekonomik şartlar, estetik değerler doğrultusunda yüzyıllardır değişiklik göstererek günümüze ulaşmıştır.

Türk işlemeleri tekniklerine, uygulanan iğne biçimine göre; dokumanın iplikleri üzerinde yürütülen (Çin iğnesi, Romanya iğnesi, Girit iğnesi, Fransız düğümü, hesap iğnesi, balık sırtı, susma, civan kaşı vb.,) dokumanın iplikleri çekilerek (fisto nakışı, ciğer deldi çeşitlemeleri), dokumanın iplikleri kapatılarak (Buhara atması, Jakobyen atması, Maraş işi, aplike, boncuk işi, pul işi vb), dokumanın veya dokumaların iplikleri bağlanarak (yama işi, kumru gözü, Antep işi, geçme işi vb.) yapılan iğneler olmak üzere gruplanabilir.

Hammaddesi Bitkisel Lif Olan Geleneksel Sanatlar

Bitkilerin tohumlarından, saplarından, yapraklarından veya meyvelerinden elde edilen lifleridir.

Dünyada bulunan bitkisel liflerin sayısı 2000'in üzerindedir. Ancak bu çok çeşitli bitkisel liflerin pek çoğunun ekonomik önemi olmasa da, yöresel gereksinimleri karşılamak için hala kullanılmaktadır.

Bitkisel lifler, bulundukları bitki organlarına göre; 1. Tohum Lifleri (pamuk - asclepias), 2. Sak Lifleri (Keten - kenevir - jüt), 3 . Yaprak Lifleri (sisal - abaca), 4. Meyve Lifler (Hindistan Cevizi lifi, Lif Kabağı) olarak sınıflandırılabilir.

1. Tohum Lifler

Pamuk: Günümüzde pamuk liflerinden; iplik, dokuma, triko sanayinde, yatak, yorgan, yastık gibi ev eşyalarının dolgu materyali, döşemecilikte kıtık olarak, yapay ipek, dumansız barut, vernik, cila, yapay deri, selüloz sanayinde yararlanılmaktadır. Tohumlarından; bitkisel yağ üretiminde, sabun, yağlı boya yapımında, muşamba, plak, kağıt hamuru, küspesinden hayvan yemi, gübre olarak yararlanılmaktadır.

Pamuk ülkemizde başta Çukurova olmak üzere Akdeniz, Ege bölgesinde yoğun olarak yetiştirilmektedir. Elle veya makine ile hasat edilen pamukların lifi tohumlarına yapışıktır. Çırçırlama adı verilen işlemle lifler temizlenerek kullanılır hale getirilmektedir.

Hammaddesi Hayvansal Deri Olan Geleneksel Sanatlar

Hayvandan elde edilen, deri, kürk, boynuz, kemik gibi maddelerden yapılan el sanatlarını, kullanılan malzeme, kullanım alanı vb. sınıflandırmak mümkündür.Saraçlık; Koşum takımlarının yapımı, tamiri. Süsleme işlerine saraçlık denilmektedir.Atın boyuna uygun olarak yapılan koşum takımları, onun doğal hareketlerini kolaylaştırmak onu rahatsızlıktan, incinmekten, zararlı çarpmalardan korumak için yapılmaktadır.Koşum; paldum, başlık, gem, çeki kayışı, yan kayış, ok kayışı, yular, dizgin gibi parçalardan oluşmaktadır.

Koşumculukta genellikle manda derisi kullanılmaktadır.Yağlı deri, kromlanmış deriler sepici bıçağı ile kesildikten sonra, tıraşlanmakta, mumlu iplik, biz, ucu kütleşmiş iki iğne ile veya sırım.Sırım iğnesiyle dikilmektedir.Bütün bu parçalar kıtıkla doldurulmaktadır.

Atın boynuna geçirilen koşum takımlarının göğüs kayışı, yan kayışı, ok kayışı, sedemka gibi parçaların hamuta bağlanarak atın arabayı çekmesi sağlanmaktadır.Hamut iki ağaç parçasının (Hamut ağacı) birleştirilerek sırayla üzerine simit, fitil, dolma, kapak gibi bölümlerin yapılması ile oluşmaktadır.Palduma atın gömleği de denilmektedir.Koşum veya çekim atlarında kullanılmaktadır.

*Deri İşçiliğine Örnekler

Yemenicilik

Hammaddesi Hayvansal Lif Olan Geleneksel Sanatlar

Hayvansal lifleri (kimyasal yapılarına, elde ediliş şekillerine, lif uzunluğuna göre) özelliklerine göre gruplamak mümkündür.

1)Kimyasal Yapılarına Göre; Keratin yapısında olan lifler (koyun yünü, tiftik, deve yünü vb.); Fibroin yapısında olan lifler (ipek böceği ipeği).

2)Hayvandan elde ediliş şekillerine göre; Örtü lifleri (Koyun yünü, tiftik, deve yünü, tavşan yünü vb.); Salgı lifleri, ipek böceği ipeği.

3)Lif Uzunluğuna göre; Stapel Lifleri; koyun yünü, diğer hayvan yünleri, rejenere yünler (kazein), kimyasal lifler (protein lifleri); Filament Lifleri (ipek böceği ipeği, artıklar).

Yün

Tekstil alanında kullanılan, oldukça fazla kıvrımlı, ince bükülebilir, uzun olmaları nedeniyle hayvansal liflerin en önemlisidir.Sadece koyunun yünü, genel bir kavram olan yün kelimesiyle belirtilmektedir.Koyunun deri örtüsü olan yün, kırkım yoluyla elde edilmekte, eğrilip, bükülmek suretiyle iplik haline getirilmektedir.

Hammaddesi Cam Olan Geleneksel Sanatlar

Anadolu uygarlıklarından elde edilen cam işçiliğinin seçkin örnekleri günümüzde "Cam"ın tarihi gelişimi konusuna ışık tutmaktadır.Çeşitli model, formlarda vitray, Selçuklular döneminde geliştirilmiştir.Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul'un fethedilmesinden sonra camcılığın merkezi bu kent olmuştur.

Çeşm-i bülbül, Beykoz işi bu dönemden günümüze ulaşabilen tekniklerdir.Gazyağı lambaları, lale vazoları, gülsuyu şişeleri, fincan kaseleri, şekerdanlıklar, vitray panoları, karatlar, kadehler vb. diğer mutfak gereçleri bu teknikler kullanılarak üretilmiştir.Anadolu'da camın ilk kez gözboncuğu olarak üretimi İzmir - Görece köyündeki ustalar tarafından gerçekleştirilmiştir.

Anadolu'nun her tarafında temelinde nazar inancı olan cam boncukları görmek mümkündür.Nazardan (kötü bakıştan) korunması istenen canlı, cansız tüm varlıklarda nazar boncuğu bulundurulur.Nazarlık yoluyla canlı veya nesneye yönelen bakışların dikkatinin başka bir nesneye yöneleceğine inanılır, bu nedenle nazar boncuğundan yapılan nazarlıklar canlının veya nesnenin görünen bir yerine takılır.

Hammaddesi Taş Olan Geleneksel Sanatlar

Türk sanatında geniş bir alanı içine alan dekoratif taş işçiliği başlangıcından bu yana devirlerin uslubuna uygun olarak bazı değişimler göstermiş olsa da ustalıkta yüksek kalitesini her zaman korumuştur.

Taş işçiliğinin en güzel örneklerini, Anadolu Selçuklu, Beylikler, Osmanlı Devri mimarisinde görmek mümkündür. Taş yalnızca yapım aşamasında değil, iç, dış dekorasyonda da ana malzemeyi teşkil etmektedir.

Taş işçiliğimizin en güzel örneklerini; anıtsal taç kapılarda, şehir, saray duvarlarında, cami, medrese gibi yapıların avlu, ana kapılarında, sütun başlıkları, minare şerefeleri, mihrap , minber, çeşme, sebil, şadırvanlarda görmek mümkündür.

Geometrik örgüler, geçmeler, bitkisel bezemeler, alçak - yüksek kabartma hayvan figürleri, palmetler en çok rastlanan bezemelerdir.

Mimaride kullanılan tuğlalarla da duvarları değişik şekillerde işlemişlerdir. Bu süslemeler daha çok açık koyu renkli tuğlaların geometrik şekillerde yerleştirilmesi ile gerçekleşmektedir. Cami, türbe, kale gibi yapıtların dış duvar örgülerinde güzel örnekleri görülmektedir.

Hammaddesi Tahta-Ağaç Olan Geleneksel Sanatlar

Geçmişten günümüze sürüp gelen maddi kültür ürünleri arasında yer alan ağaç işçiliğinin geleneksel sanatlarımız arasında önemi büyüktür.Türkler Islamiyetten önce Orta Asya'da ağacı kutsal saymış, bunu sanat yapıtlarında kullanmışlardır.Kurganlarda özellikle Pazırık'ta yapılan araştırmalar sonucu ağaç işi buluntuların yanı sıra at eğeri, koşum takımlarında kullanılan ağaç parçaları bulunmuştur.Zamanın tahribine karşı fazla dayanıklı bir madde olmayan ahşap sanat eserlerinden günümüze pek örnek kalmamıştır.

Ağaç - Ahşap İşçiliği

Anadolu'da Selçuklu döneminde gelişmiş, kendine özgü bir şekil almıştır. Selçuklu, Beylikler dönemi ağaç eserleri daha çok mihrap, cami kapısı, dolap kapakları gibi mimari elemanlar olup gerçekten çok üstün işçilik göstermektedir.Osmanlı Dönemi ahşap işçiliğinde sadelik hakim olmuş, çeşitli teknikler daha çok sehpa, kavukluk, yazı takımı, çekmece, sandık, kaşık, taht, rahle, Kuran muhafazası gibi kullanım eşyası, pencere, dolap kapağı, kiriş, konsol, sütun başlığı, tavan, mihrap, minber (vaaz kürsüsü) , sanduka gibi mimari öğelerde uygulanmıştır.Ağaç işçiliğinde en çok ceviz, elma, armut, sedir, abanoz, gül ağacı kullanılmakta, kakma, boyama, kündekari, kabartma - oyma, kafes gibi teknikler uygulanmaktadır.

Hammaddesi Toprak Olan Geleneksel Sanatlar

SERAMİK, ÇİNİ

Toprak, endogen granit kayaların doğanın aşındırmasıyla ufalanması sonucu meydana gelmektedir.Toprağın her türü seramik için uygun değildir. Kullanıma elverişli toprak ise kildir.Kil, dünyanın ana maddesidir.Killerin plastik özellikleri nedeni ile şekillendirme imkanlarına sahip bulunmaları ve şekillerini pişirme sureti ile koruyabilmeleri esasına dayanan seramik endüstrisi dünyanın en eski endüstrilerinden sayılmaktadır.

Killerin, suyla karıştırıldıklarında, plastik özellikleri olan, kolayca biçimlendirilebilen bir hamura dönüşme, pişirildikten sonra da sert, sağlam, değişmez bir yapı kazanma özelliklerine dayalı çömlek üretme sanatı.Anorganik maddelerin herhangi bir usul ile şekillendirilip, pişirilmesi ile meydana gelen ürünlere seramik denir.

Hammaddesi Metal Olan Geleneksel Sanatlar

Hammaddesi metal olan geleneksel sanatları, kullanılan madene, kullanım alanına, tekniklerine vb. sınıflandırmak mümkündür.Roma, Bizans dönemlerinde Anadolu'nun gelişmiş maden sanatı atölyelerinin bulunduğu bilinmektedir.Büyük Selçuklular ile birlikte İslam maden sanatında önemli gelişme görülmektedir.Selçuklular sanatın birçok dalında olduğu gibi maden sanatının gelişiminde de önemli rol oynamışlardır.Bu dönemlerde gelişmiş maden sanatı atölyelerinin bulunduğu;Konya, Mardin, Hasankeyf, Diyarbakır,Cizre,Siirt, Harput, Erzincan, Erzurum gelmektedir.Osmanlı döneminde Anadolu'da, Balkanlarda maden sanatının doruk noktasına ulaştığı bilinmektedir.

Gaziantep, Kahramanmaraş, Mardin, Diyarbakır, Siirt, Tokat, Malatya, Elazığ, Erzurum, Trabzon, Giresun, Ordu, Sivas, Tokat, Kayseri, Çankırı, Çorum, Amasya, Kastamonu, Konya, Burdur, Denizli, Afyon, Kütahya, Balıkesir, Bursa, İstanbul, Edirne Osmanlı döneminde maden atölyeleri bulunan günümüzde de bakırcılık merkezleri olan illerdir.Maden işçiliğinde dövme, telkari, kazıma (kalemkar), çekiç işi, kakma, küftgani, savatlama, ajur kesme gibi teknikler kullanılmaktadır.

Demircilik:

Folklorik Yapma Bebekler

Osmanlı ve Anadolu insanının giyim tarzını ve yaşam şeklini, canlandıran bebekler yöresel kumaşlar kullanılarak ve aslına sadık kalınarak yapılmaktadır.Pamuk, Tahta, Kumaş vs. kullanarak ve tamamıyla elle şekil verilerek çalışılan bebeklerin hiçbir yerinde kalıp kullanılmamaktadır.

Folklorik Bebek; ülkelerin geçmişten bugüne yaşam tarzlarını gelenek ve göreneklerini kılık kıyafetlerin yansıtmaya çalışan yani folklorunu tanıtan bir sanat dalıdır.

Karakterleri oluştururken çeşitli mesleklere bürünürsünüz. Bir yüz ifadesini hayata geçirmede sabırlı bir heykeltıraş kıyafetleri oluştururken modacı-sitilist oluverirsiniz o an.

Ayakkabısından yemenisine elindeki mendilin oyasına kadar her dalda beceri sahibi olmaya zorlanırsınız istemeden
Kıyafetleri oluşturmada ; yöreye göre çok çeşitlilik gösteren orijinal özelliklere sadık kalma ilkesi ile yola çıktığınızda ;bazen bir sahafta bazen el tezgahlarıyla yöresel kumaşların dokunduğu atölyeler veya bu türden ürünleri satan dükkanlarda bulursunuz kendirinizi.

El Sanatları

El Sanatları insanoğlu var olduğundan beri tabiat şartlarına bağlı olarak ortaya çıkmıştır.İnsanların ihtiyaçlarını karşılamak, örtünmek ve korunmak amacı ile ilk örneklerini vermiştir.Daha sonra gelişerek çevre şartlarına göre değişimler gösteren el sanatları, ortaya çıktığı toplumun duygularını, sanatsal beğenilerini ve kültürel özelliklerini yansıtır hale gelerek "geleneksel" vasfı kazanmıştır.

Geleneksel Türk El Sanatları, Anadolu'nun binlerce yıllık tarihinden gelen çeşitli uygarlıkların kültür mirasıyla, kendi öz değerlerini birleştirerek zengin bir mozaik oluşturmuştur. Geleneksel Türk El Sanatlarını; halıcılık, kilimcilik, cicim zili, sumak, kumaş dokumacılığı, yazmacılık, çinicilik, seramik-çömlek yapımcılığı, işlemecilik, oya yapımcılığı , deri işçiliği, müzik aletleri yapımcılığı, taş işçiliği, bakırcılık, sepetçilik, semercilik, maden işçiliği, keçe yapımcılığı, örmecilik, ahşap ve ağaç işçiliği, arabacılık vb. sıralanabilir.