Edouard Manet Hayatı
Edouard Manet Fransız ressam. Ondokuzuncu yüzyılda modern hayatı konu alan resimler yapmaya başlamış ilk ressamlardandır. Manet, gerçekçilik akımından izlenimciliğe geçişte önemli bir rol oynadı. İlk dönem başyapıtlarından Kırda Öğle Yemeği ve Olympia, kendisinden genç ressamlara esin kaynağı oldu. Daha sonraki yıllarda ise o ressamlar izlenimciliğin en önemli isimleri oldular. Günümüzde, bu iki resim, modern sanatın başlangıcı kabul edilir.
Édouard Manet, 23 Ocak 1832'de Paris'te varlıklı ve birbirine bağlı bir ailenin üyesi olarak doğdu. Annesi, Eugénie-Desirée Fournier, İsveç Prensi Charles Bernadotte'nin torunuydu. Babası, Auguste Manet ise Fransız bir yargıçtı ve oğlunun da tıpkı kendisi gibi hukuk alanında kariyer yapmasını istiyordu. Dayısı, Charles Fournier, yeğenini resim yapması konusunda teşvik etti ve sık sık Louvre'a götürdü. 1845 yılında, dayısının tavsiyesiyle, Manet çizim konusunda özel ders almaya başladı. Bu dersler sırasında ileride Güzel Sanatlar Bakanlığı yapacak olan Antonin Proust ile tanıştı. Proust-Manet dostluğu yaşamlarının sonuna kadar sürdü.
1848 yılında, babası isteği üzerine bir eğitim gemisiyle Rio de Janeiro'ya doğru yola çıktı. Deniz Kuvvetleri sınavına iki kere girip başarısız olduktan sonra babası sanat eğitimi almasına izin verdi. Manet, 1850'den 1856'ya kadar, geniş tarihi tabloları ile tanınan Thomas Couture isimli akademik bir ressamla birlikte çalıştı. Boş zamanlarında ise Louvre'daki büyük başyapıtları kopyalıyordu.
1853 ile 1856 arasında Almanya, İtalya ve Hollanda'yı ziyaret etti. Bu ziyaretler sırasında Frans Hals, Diego Velázquez ve Francisco Goya'nın eserlerini inceleme fırsatı buldu. Bu üç ressamdan çok etkilendi ve daha sonraki çalışmalarında onların eserlerinden esinlendi.
1856 yılında kendi atölyesini açtı. Bu dönemdeki tarzı fırça darbelerini serbest bırakan, detayları basitleştiren ve geçiş tonlarını yok eden olarak tanımlanabilir. Bu stilini Gustave Courbet tarafından başlatılan gerçekçilik akımına adapte eden Manet, Absent İçicisi (1858-59) isimli tablosunu çizdi. Onun dışında ise şarkıcılar, çingeneler, kafelerdeki insanlar, boğa güreşleri, dilenciler gibi çağdaş konularla ilgilendi. Gençlik yıllarında eğilmeyi tercih ettiği dini, tarihi ya da mitolojik resimleri daha sonraki yıllarda çok az konu edindi.
Tuileries'de Müzik, Manet'nin ilk dönem çalışmalarından biridir ve o dönemdeki tarzını yansıtır. Tabloda, Frans Hals ve Diego Velázquez'den esinler görülür. Ayrıca, ressamın hayatının sonuna kadar ilgileneceği "boş zaman" konusunun da habercisidir. Resim, bazıları tarafından tamamlanmamış olarak tanımladı. Tabloda, o dönemde Tuileries Bahçeleri'nin müzik ve sohbetle dolu atmosferi izlenebilir.
Bu resimde, Manet, arkadaşlarını, ressamları, yazarları ve müzisyenleri anlattı. Bütün bu karakterlerin arasına kendi otoportresini de ekledi.
Sanatçının en önemli erken dönem çalışmalarından biri de Kırda Öğle Yemeği idi. 1863 yılında Paris Salonu'nun yıllık sergisi tarafından reddedilen Manet, bir sonraki sene resmi Reddedilenler Salonu'nda sergiledi. 3. Napolyon Reddedilenler Salonu'nu, 1863 yılında, Paris Salonu'nun 3000'den fazla eseri reddetmesinden sonra kurmuştu.
Tabloda giyinik bir erkekle tamamen çıplak bir kadının yan yana oturmasının zıtlığı ilgi çekti. Ayrıca eskize benzeyen basitleşmiş çizim de Manet'yi Courbet'ten ayıran bir gelişmeydi. Aynı zamanda, Manet'nin kompozisyonunda onun eski başyapıtlar üzerine yaptığı çalışma da fark ediliyordu. Ana karakterlerin oturma düzeni Marcantonio Raimondi'nin 1515 yılında çizdiği Paris'in Yargısı isimli tablosunu anımsatıyordu.
Uzmanlar ayrıca, Manet'nin bu çalışmasının iki büyük rönesans resmi olan Giorgione ve Titian'ın Pastoral Uyum, ile Fırtına'sını de anımsattığını söylediler. Fırtına Venedik'teki Gallerie dell'Accademia'dadır. Bu gizemli resimde de giyinik bir adamla çıplak bir kadın kırsal bir mekandadırlar. Adam solda ayaktadır ve kadın, çimenlerin üzerinde bebeğini beslemektedir. Uzaktaki karanlık bulutlar gelecek olan bir fırtınanın belirtisi gibidir. Resimdeki iki karakterin birbirleri ile olan ilişkileri ise belirsizdir. Pastoral Uyum ise Louvre'un koleksiyonundadır. Bu resimde giyinik iki adam kırda oturmuş birbirine bakmaktadırlar. Sol taraftaki adam bir ud çalmaktadır, sağdaki ise dikkatle ona bakıp dinlemektedir. Ön tarafta ise iki çıplak kadın, erkeklere eşlik etmektedir. Kadınların birinin elinde flüt vardır, diğeri ise sürahi taşımaktadır. Arka planda ise uzakta bir ev, bazı ağaçlar ve bir çoban görünmektedir.
Olympia, Tıpkı Kırda Öğle Yemeği'nde olduğu gibi bu tablosunda da Manet Rönesans ressamlarını anmaktadır. Resimdeki çıplak kadının pozu Titian'ın Urbino Venüsü'nü (1538) ve Francisco Goya'nın Çıplak Maya'sını (1800) anımsatmaktadır.
Resmin tartışılmasının sebeplerinden biri de çıplak modelin tam olarak çıplak olmamasıdır. Saçlarındaki orkide, boynundaki kurdela, bilezik ve terlikler onun çıplaklığını ve seksapelini daha çok vurgulamakta ve zenginlerle düşüp kalkan rahat bir yaşama sahip hayat kadını imajını güçlendirmektedir. Orkide, tepede toplanmış saçlar, siyah kedi ve bir buket çiçek de o dönemlerde cinselliğin simgeleriydi. Bu modern Venüs vücudu standartlara göre incedir. Buradan da resimdeki idealize etme eksikliği fark edilebilir. Arkada duran tamamen giyinik hizmetçinin kıyafetleri ve bir fahişeye hizmet ediyor olması ortamdaki cinsel gerilimi arttıran bir faktördür.
Manet, Olympia'nın durgunluğunda Japon sanatından etkilendi. Bu durgunluk onu daha insani ve daha az şehvetli gösterir. Bazı yorumlara göre hizmetçisinin ona sunduğu çiçekleri gönderen müşterisine bakmaktadır.
Olympia sergilendikten sonra pek çok tepkiyle karşılaştı. Karikatürlerde, resimlerde, eskizlerde sık sık Manet'nin çıplağına göndermeler yapıldı. Pablo Picasso, Paul Gauguin, Gustave Courbet, Paul Cézanne ve Claude Monet resmin önemini takdir eden ressamlar arasındaydı.
Sanatındaki ve hayatındaki gelişmeler
Eserlerindeki bitmemişlik duygusu ve fotoğraf benzeri ışıklandırma, bu çalışmaların modern olarak görünmesine sebep oluyordu ve Manet'nin kopyaladığı ya da kaynak olarak kullandığı rönesans eserleri ile tezat oluşturuyordu. Resimlerinin "erken dönem modern" olarak tanımlanmasının bir sebebi de şekillerin arka planı olarak siyah renk kullanmasıydı. Böylece resme bakanın dikkati şekillerde yoğunlaşıyordu.
Manet, izlenimcilik akımının öncüleri olan Edgar Degas, Claude Monet, Pierre-Auguste Renoir, Alfred Sisley, Paul Cézanne ve Camille Pissarro gibi ressamlarla arkadaştı. Yine bu grubun içinde yer alan Berthe Morisot, sanatçıyı kendi aktivitelerinin içine çekiyordu. Berthe, ressam Jean-Honoré Fragonard'ın torunuydu ve ilk defa 1864 yılında Paris Salonu'na kabul edildi. Bu tarihten sonra 10 sene daha eserlerini orada sergilemeye devam etti.
Manet ve Berthe Morisot 1868'de tanıştılar. Morisot, Manet'yi kendisiyle birlikte açık havada resim yapmaya ikna etti. Berthe'yi bu şekilde bir çalışmaya arkadaşı Camille Corot alıştırmıştı. Manet ve Morisot birbirinden çok şey öğrendi. Manet, Berthe'nin bazı tekniklerini kimi resimlerinde kullandı. 1874 yılında, Berthe, Manet'nin erkek kardeşi Eugene ile evlenerek aileye de girdi.
İzlenimcilerin çekirdek grubunun aksine, Manet eserlerini bağımsız sergiler yerine Paris Salonu'nda sergilemeyi tercih etti. Fakat, 1867 yılında Paris Salonu'na kabul edilmeyince kendi sergisini açtı. Bu sergideki eserleri önemli eleştirmenlerden kötü yorumlar aldı. Yine bu dönemde Degas gibi izlenimci ressamlarla ilk defa ilişki kurdu.
Her ne kadar izlenimcilik akımına çalışmaları ile esin kaynağı olmuş ve desteklemişse de izlenimci sergilere katılmakta direnç gösterdi. Bunun sebebi hem bu grubun bir üyesi olarak görünmek istememesi hem de Paris Salonu'nda eserlerini sergilemeyi tercih etmesiydi. Öğrenci de kabul etmeyen Manet'nin tek istisnası Eva Gonzalès oldu.
Manet, besteci Emmanuel Chabrier ile çok yakın dosttu. Onun iki tane portresini de yaptı. Müzisyen, ressamın 14 adet tablosuna sahipti ve bestesi Impromptu'yu Manet'nin eşine adadı.[5]
Ressamın yaşamı boyunca, eleştirmenlerle arası iyi olmadı. Buna rağmen Émile Zola onu kamuoyunda her zaman savundu ve destekledi. Stéphane Mallarmé ve Charles Baudelaire ile de arkadaştı ve ikisinin de portrelerini çizdi.
Manet'nin kafe manzaraları içeren resimlerin ondokuzuncu yüzyılda Paris'teki sosyal yaşam hakkında gözlem yapılmasına yardımcı olur. Ressam, insanları müzik dinlerken, bira içerken, flört ederken, bir şeyler okurken ya da beklerken çizdi. Çoğunlukla Rochechourt Bulvarı'ndaki Brasserie Reichshoffen'i ziyaret etti. Örneğin 1878'de çizdiği Kafede isimli tablosu orayı anlatmaktadır. Bu eserde, pek çok insan barda durmaktadır. Bir kadın resmi izleyenin önünde dururken diğerleri kendilerine servis yapılmasını beklemektedir. Bu resimlerin havası Frans Hals ve Velázquez'in çalışmalarını anımsatmaktadır. Bohem hayattan, kent yaşamından, çalışan insanlardan ve burjuvaziden anlık görüntüler gibidirler.
Kafe Köşesi isimli tabloda ise bir adam sigara içerken arkasındaki garson kadın içkileri servis etmektedir. Bira İçenler'de ise bir kadın ve arkadaşı birlikte bira içmektedirler. Manet, ayrıca sık sık Pere Lathuille's isimli Avenue de Clichy üzerindeki restoranda da vakit geçirdi. Örneğin Pere Lathuille's'de isimli tablosunu orada çizdi.
Le Bon Bock'da ise şişman, neşeli ve sakallı bir erkek bir elinde bira diğer elinde pipo ile oturmaktayken, resimdeki diğer erkek direkt izleyicinin gözlerine bakmaktadır.
Manet, yüksek sınıfın eğlencelerini ve sosyal aktivitelerini de resimlerine konu etti. Örneğin, Operadaki Maskeli Balo isimli tablosunda, ressam canlı kalabalığın bir partide eğlenmesini anlattı. Eserde, melon şapkalı, uzun siyah smokinli erkekler maskeli ve parti kostümü giymiş kadınlarla sohbet ederler. Manet, bu çalışmasına, arkadaşlarının portrelerini de ekledi.
Ressam, dönemin popüler diğer aktivitelerine de resimlerinde değindi. Mesela, Longchamp'de Yarış isimli eserinde, at yarışı esnasında jokerlerin heyecanını ve enerjisini izleyene yansıttı. Patenle Kayış'da ise iyi giyimli bir kadın ön plandadır ve diğerleri bu kadının arkasında paten kaymaktadırlar. Ressam, çoğunlukla eserinde öznesinin arkasında bir kent yaşamını anlattı ve esere bakıldığında bu yaşamın çerçeveden taşarak devam ettiği düşündürttü.
Uluslararası Sergiden Görüntü isimli tabloda ise askerler ayakta ya da oturarak dinlenmektedirler ve konuşmaktadırlar. Bir bahçıvan, köpekli bir çocuk, at sırtında bir kadın da resimdedirler. Kısaca, Paris'teki farklı sınıflardan ve yaşlardan insan manzarasıdır.
Manet'in çalışmalarında eğildiği modern yaşam temasına savaş da dahildi. Ressamın savaşı konu alan resimleri "tarih resimciliği"nin modern ve güncellenmiş yorumları olarak düşünülebilir.[6] Bu şekildeki ilk çalışması 1864 yılında yaptığı Kearsarge ve Alabama Muharebesi isimli çalışmadır. Bu çalışmada, Amerikan İç Savaşı'ndaki bir deniz çatışması konu edildi.
Manet'nin bir diğer ilgisi de Fransa'nın Meksika'ya olan müdahalesi oldu. 1867'den 1869'a kadar Manet, İmparator Maximilian'ın İnfazı tablosunun üç ayrı versiyonunu yaptı.[7] İnfazın değişik versiyonları ressamın yaptığı en büyük resimlerdi. Bundan da Manet'nin en önemsediği tema olduğu çıkarımı yapılabilir. Konusu 3. Napolyon'un emrindeki bir manganın Meksikalı bir imparatoru infaz etmesi olan bu tabloların Fransa'da sergilenmesine izin verilmedi.[8] Ayrıca, bu resimlerin Goya'nın çalışmalarını anımsattığı ve Picasso'nun Guernica isimli tablosuna esin kaynağı olduğu söylendi.
Ocak 1871'de, Manet, Pireneler'deki Oloron-Sainte-Marie'yi ziyaret etti. Yokluğunda arkadaşları adını Paris Komünü'nün Ressamlar Federasyonu'na yazdırdılar. Manet Paris'ten büyük ihtimalle semaine sanglante (kanlı pazar) sonrası uzak kaldı. Berthe Morisot'a 10 Haziran 1871'de yazdığı bir mektupta "Paris'e birkaç gün önce döndük" diye yazdı. (Kanlı Pazar 28 Mayıs sona ermişti.)
Budapeşte'deki Güzel Sanatlar Müzesi Barikat isimli suluboya tablosuna sahiptir. Barikat'ın bir diğer versiyonu da özel bir koleksiyoncudadır.
Manet, çalışmalarının çoğunda Paris'in sokaklarından manzaralara yer verdi. Örneğin, Rue Monsnier Decked with Flags'de kırmızı, beyaz ve mavi flamalar, sokağın iki tarafındaki binaları kaplamaktadır. Aynı isimli bir diğer çalışmasında ise tek bacaklı bir adam koltuk değnekleri ile yürümektedir. Rue Monsnier with Pavers isimli tablosunda ise aynı sokak farklı bir konuyla karşımıza çıkar. Bu resimde insanlar ve atlar yoldan geçerken bazı adamlar yolu onarmaktadırlar.
Ressam, Demiryolu daha bilinen ismiyle Saint-Lazare Garı isimli tablosunu 1873'te çizdi. Bu resimde ondokuzuncu yüzyılın sonlarına ait bir Paris manzarasını konu edindi. Çalışmasında favori modellerinden olan ressam Victorine Meurent'i kullandı. Meurent aynı zamanda Olympia ve Kırda Öğle Yemeği'nde de modellik yapmıştı. Bu resimde kollarında uyuyan bir köpek yavrusu tuttu ve kucağında açık bir kitap vardı. Hemen yanında küçük bir kız çocuğu duruyordu. Çocuk geçmekte olan treni izliyordu.
Manet, bu resimde, geleneksel bir doğa manzarasını arka plan olarak seçmedi. Trenin orada olduğuna dair tek kanıt buharın oluşturduğu beyaz buluttu. Uzaklarda, modern apartmanlar görülebiliyordu. Geleneksel bir kural olan derin boşluk ihmal edilmişti. Resim, 1874'te Paris Salonu'nda ilk gösterildiğinde eleştirmenler ve ziyaretçiler resmin konusunu şaşırtıcı, kompozisyonunu tutarsız ve çizimini eskiz gibi buldular. Karikatüristler eserle dalga geçtiler. Sadece birkaç kişi resmin modernliğin sembolü olduğunu anlayabildi. Demiryolu, şu anda Washington'daki Ulusal Sanat Galerisi'nde sergilenmektedir.
Ressam, son başyapıtı olan Folies-Bergère'de Bir Bar'ı (Le Bar aux Folies-Bergère) 1882 yılında tamamladı. Bu resim aynı yıl Paris Salonu'nda sergilendi.
1875 yılında ise Edgar Allan Poe'nun Kuzgun'unun Fransızca versiyonu için taşbaskılar yaptı. Eserin çevirisi ise Mallarmé tarafından yapıldı.[10] 1881 yılında, arkadaşı Antonin Proust'un da baskılarını Fransız Devleti Manet'ye şeref madalyası verdi.
Manet, 1863 yılında Almanya doğumlu Suzanne Leenhoff ile evlendi. Leenhoff ile Manet aynı yaşlardaydılar ve yaklaşık on senedir beraberdiler. Leenhoff ilk olarak Manet ve erkek kardeşine piyano çalmayı öğretmek için Manet'nin babası Auguste tarafından işe alınmıştı. Ayrıca, Auguste'un metresi olduğuna dair dedikodular da vardı. Suzanne'in 1852 yılında ise Leon Koella Leenhoff ismini verdiği evlilik dışı bir çocuğu olmuştu. Bu çocuğun babasının Manet olduğu kabul edilir.
Manet, babasının 1862 yılında ölmesinden sonra Suzanne ile evlendi. Leon o günlerde 11 yaşındaydı. Leon, Manet'ye pek çok resminde poz verdi. Bu resimler arasında en meşhuru Kılıç Taşıyan Oğlan (1861) idi. Ayrıca Balkon isimli resimde arkada duran çocuk da Leon'du.
Manet, kırklı yaşlarında yakalandığı frengi ve romatizma sebebiyle vefat etti. Hastalık, ressamın büyük ağrılar yaşamasına ve ölümü yaklaştıkça da kısmi felç geçirmesine sebep oldu.
Sol ayağı kangren sebebiyle kesildi. 1883 yılında, Paris'te 51 yaşındayken vefat etti ve şehirdeki Cimetière de Passy'e gömüldü.