Sanat Dersi

Sanat

Osmanlılarda Çini Sanatı

Türk mimarlığında çininin bezeme düzeni içinde mimarlığa bağlı olarak kullanılışı, İran Büyük Selcukluları ile başlar. Çininin mimarlıkta yoğun biçimde kullanılması ve gelişmesi XIII.yüzyıl sonlarına rastlar.

İlk Osmanlı dönemi çinileri renk bakımından daha zengindir. Osmanlı Devleti'nin başkentlerinden biri olan İznik, çini yapımının gelişmesine büyük katkısı olmuş önemli bir merkezdir. İznik'te duvar çiniciliğinde ve keramiklerde yeni teknikler geliştirildiğinden, hızlı ve sürekli bir üretim yapılabilmiştir. XVI. yüzyılın başlarından sonra mozaik ve altın yaldızlı çiniler yerine renkli sır tekniğiyle, kare levhalar halinde üretim yapılmıştır. XVI.yüzyılın ikinci yarısında renkli sır tekniği bırakılarak tüm çiniler sıraltı tekniğiyle yapılmaya başlanılmıştır. Sarı, ve açık yeşil renkler ortadan kaybolmuş, firuze, mavi, yeşil mercan kırmızısı, açık lacivert ve beyaz renkler egemen olmuştur.

Çiniçiliğin yanı sıra gelişen keramik sanatından- koruma güçlüğünden örtülü duvar çinilerine oranla daha az sayıda önek günümüze gelmişitir. Keramik sanatında yapılarda kullanılmak üzere yapılan kandiller çerağlar, askı kürelerinin yanında kâse tabak sofra takımları ibrik ve sürühi gibi ürünler de ortaya konmuştur.

Pişmiş toprak eserler arasında Türk sanatında en geç görülen porselendir. XIX.yüzyılın ortalarında Haliç'te bir porselen fabrikası kurulmuş "Eser-i İstanbul" markalı porselenler üretilmiştir. Biçim ve desen olarak Batı etkisindeki porselenler, ithal edilenlerle rekabet edemediğinden fabrika kapanmıştır. XIX . yüzyıl sonlarında ise II. Abdülhamit tarafından Yıldız Sarayı bahçesinde kurulan Yıldız porselen Fabrikasında, çok kaliteli porselenler üretilmiştir.

Devamını oku

Osmanlıda Kumaş ve Nakış Sanatı

Osmanlı döneminde, 15. yüzyıldan itibaren Bursa kenti, İran'dan ithal edilen ham ipeğin ticaret ve sanayi merkezi olmuştur. İpek ticareti hazineye büyük gelir sağladığı için devlet kontrolünde gelişmesi sağlanmış; 1587 tarihinden itibaren Bursa'da koza üretimine başlanmış ve kozacılık teşvik edilmiştir.

Dokumada kullanılan altın ve gümüş tel devlet simkeşhanelerinde çekilir, kumaşlar damgalanarak satışa çıkarılmasına izin verilirdi. Kıymetli madenlerin israfını önlemek için seraser, zerbaft gibi kumaşlar saraya ait tezgahlarda belli miktarda dokunmaktaydı. Dönemin modasına uygun kumaş desenleri saray nakkaşhanesinde tasarlandığından, desen ve kompozisyonlarda Osmanlı sanatının üslup bütünlüğü tekrarlanmıştır.

Bursa kenti daha çok kadife ve çatma, İstanbul ise 16.yüzyıl ikinci yarısından itibaren kemha ve seraser kumaşları ile tanınmıştır. Çatma dokunuş tekniği açısından kadifenin bir çeşididir. Genellikle zemin kadife, desen gümüş klaptanla, ya da tam tersi klaptan zemin üzerine desen kadife ile dokunmuştur. Döşemelik ve kaftan yapımında kullanılan çatma kumaşların yanı sıra, özellikle dar uçları nişli bordürlü yastık yüzleri çok revaç bulmuştur. Osmanlı Sarayı'nda değerli kumaşlar hazine eşyası olarak kullanılmış; yüksek rütbeli devlet memurlarına, yabancı hükümdar ve elçilere hediye olarak kaftan ve kumaş gönderilmiştir. Kıymetli malzemeden yapılmış başlıca kaftanlık kumaşlar kemha, seraser ve zerbafttır. Kemha'nın çözgüsü ve atkısı ipek, deseni oluşturan takviye atkıları ipek ve gümüş ya da altın klaptandır. Seraser'in çözgüsü ipek, atkısı gümüş veya altın teldir.

Devamını oku

Osmanlılarda Hat Sanatı

Arapça'da çizgi ya da bir satır yazı anlamına gelen hat sözcüğü, bugün Arap harfleriyle yazılmış güzel el yazısı karşılığı olarak kullanılmaktadır. Hat; güzel yazi sanati olup, yazarlarina hattat denir: Kûfî, Sülüs, Nesih, Muhakkak, Reyhânî, Tevkî', Icâze, Ta'lik, Divânî, Celi, Rik'a, Ma'kili dâhil, bin kadar çesidi vardi. Halicilik, kumasçilik, dericilik, ciltçilik, kitapçilik, tezhipçilik, porselencilik, kehribarcilik, mürekkepçilik, mobilya, sandalcilik da ayri birer sanat dali olarak, her sahada eserler verildi.

Yazıya verilen değer, bütün İslam kültürlerinde hat sanatının çok üstünde durulmasına yol açmıştır. Özellikle Osmanlı kültürü içinde hat sanatı çok ilerlemiş, işlevsel görevinin yanısıra, estetik bir düzeye yükselmiş, adeta batı resim sanatındaki tabloların yerini tutar olmuştur. Gerçek bir tablo gibi çerçevelenerek duvara asılan güzel yazı örneklerinden ünlü hattatların yapıtlarına Osmanlı tarihinde çok büyük paralar ödendiği bilinmektedir. Güzel yazı, yalnız levhalarda değil, bundan başka el yazması kitaplarda, fermanlarda, diplomalarda, cami iç ve dış duvarlarında, çeşitli yapıların yazıtlarında, mezar taşlarında, pencere kapağı ya da kapı kanadı gibi mimarlık ögelerinin üstlerinde, halı bordürlerinde, kutu, vazo, tabak gibi gündelik eşyada da kullanılmıştır.

Hat sanatında yazı gelişigüzel yazılmaz, her yazı türünün kendine özgü özellikleri, inceden inceye saptanmış kuralları vardır. Tarih boyunca ünlü hat ustaları zaman zaman yazı kuralları oluşturmuşlar ve bunları saptamışlardır. Çeşitli yazı türleri birbirlerinden, harflerin büyük ya da küçük olması, biçimi, aralıkları, bazı harflerin birbirlerine bitiştirilip bitiştirilmemesi, bazı yazı işaretlerinin kullanılıp kullanılmaması gibi özellikleriyle ayrılır.

Devamını oku

Türk Mimarisinin Özellikleri Nelerdir?

Türklerin çok değişik coğrafi koşullar, değişik kültür çevreleri içinde, uzun zaman aralığında oluşturduğu mimari eserler sözkonusu edildiğinde, Anadolu Türk Mimarisine özel bir yer ayırmak gerekir. Yakın zamana kadar, Anadolu Türk sanatı ve mimarisi konusunda araştırma yapanların büyük bir bölümü, bazı önyargılarla bu sanatı ve mimariyi İslam sanatı çerçevesi içinde sınırlı bir yere oturtuyor, oluşumunda katkısı olan öğeleri bu genel çerçeve içinde açıklamaya çalışıyorlardı. Bu tür yaklaşımların başlıca nedeni, Türk sanatı üstüne özgül araştırmaların sınırlı oluşu kadar, araştırmacıların önyargılarından da gelmekteydi. Oysa bugün aynı konuda oldukça yoğun çalışmalar yapılmakta, Türklerin sistemli bir gelişme sonucunda ortaya koydukları Anadolu Türk mimarisinin özgün karakteri açık bir biçimde belirlenerek, daha sağlam genel yargılara varılabilmektedir. Özellikle Türk araştırmacılar bir yandan ayrıntılarına kadar mimari ürünleri geniş yığınlara tanıtmaya çalışmakta, basamak niteliğindeki eserleri gün ışığına çıkarmaktadırlar. Bu tür malzemenin yanı sıra, eserlerin o ortamın siyasal, ekonomik ve sosyal yapısını da belirleyen çalışmaların sürdürülmesi sevindiricidir.

Devamını oku

Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi Sanat Galerisi

Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi Sanat Galerisi

Adres: Şahkulu Bostan Sk. No:8 Tünel - İstanbul
Tel: (0212) 293 12 70

Devamını oku

Taksim Sanat Galerisi

Taksim Sanat Galerisi

Adres: Gezi Dükkanları, Cumhuriyet Cad. No:24 Taksim - İstanbul
Tel: (0212) 245 20 68

Devamını oku

Seven Sanat Galerisi

Seven Sanat Galerisi

Adres: Moda Cad. 66 Kadıköy - İstanbul
Tel: 216-345 56 16

Devamını oku

Sevimce Sanat Galerisi

Sevimce Sanat Galerisi

Adres: Eflatun Sk. 5/2 Feneryolu - İstanbul
Tel: (0216) 338 53 28

Devamını oku

Schneidertempel Sanat Merkezi

Schneidertempel Sanat Merkezi

Adres: Bankalar Cad. Felek Sk. No:1 Karaköy - İstanbul
Tel: (0212) 240 41 44

Devamını oku

Rönesans Sanat Galerisi

Rönesans Sanat Galerisi

Adres: Teşvikiye Ihlamur Yolu 3/1 Nişantaşı Nişantaşı - İstanbul
Tel: (0212) 232 96 64

Devamını oku

Resimci Sanat Galerisi

Resimci Sanat Galerisi

Adres: Eskidji Antikacılar Çarşısı Paşabakkal Sk. No:28 K. 3/29 Beyoğlu - İstanbul
Tel: (0212) 238 42 94

Devamını oku

Portakal Kültür ve Sanat Evi

Portakal Kültür ve Sanat Evi

Adres: Mim Kemal Öke Cad.19 Nişantaşı Nişantaşı - İstanbul
Tel: (0212) 225 46 37

Devamını oku

Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi

Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi

Adres: İstiklal Cad. 276 Beyoğlu - İstanbul
Tel: (0212) 293 23 61

Devamını oku

Pi Artworks

Pi Artworks

Adres: Muallim Naci Cad. 63 Ortaköy - İstanbul
Tel: (0212) 236 68 52

Devamını oku

Pırıltı Sanat Galerisi 2

Pırıltı Sanat Galerisi 2

Adres: Akaretler, Spor Cad. No:131/B Beşiktaş - İstanbul
Tel: (0212) 227 35 56

Devamını oku