Sanat Dersi

Edebiyat

Edebi Sanatlar (Söz Sanatları) Nelerdir?

TEŞBİH (BENZETME): Aralarında türlü yönlerden benzerlik ilgisi bulunan iki şeyden, benzerlik bakımından güçsüz durumda olanı daha üstün olana benzetmektir. Dört ögesi vardır. (Benzeyen, kendisine benzetilen, benzetme yönü, benzetme edatı).

Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik.

Benzeyen benzetilen benzetme edatı benzetme yönü

Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan

Benzetilen benzetme edatı benzetme yönü

Askerlerimiz aslan gibi kuvvetlidir.

Benzeyen benzetilen benzetme edatı benzetme yönü

Bir Yazın Tarihi (Halit Ziya Uşaklıgil)

KİTABIN ADI : BİR YAZIN TARİHİ
KİTABIN YAZARI : HALİD ZİYA UŞAKLIGİL
YAYIN EVİ VE ADRESİ : AKA KİTABEVİ
BASIM YILI : 1974

KİTABIN KONUSU

Dört yıldan beri taşrada mühendislik yapan bir gencin yaz tatilini geçirmek üzere İstanbul’a akrabasının yanına gelmesiyle orada bulunan bir genç kıza aşık olması.

KİTABIN ÖZETİ

Hasan , üniversiteden mezun olduktan sonra taşrada görev yapmaya gitmiştir . Dört yıl taşrada mühendis olarak çalıştıktan sonra , bu denli çalışmanın verdiği yorgunlukla İstanbul ‘daki uzun zamandır görmediği akrabasının evine gitmeye karar verir . Akrabasının evine gittiğinde karşılaştığı manzara ile bir anlamda şok olur. Evde beş tane genç kızla karşılaşır. Bunların ikisi akrabasının kızı diğerleride uzaktan akrabalarıdı. Onları en son üniversiteden sonra görmüştü. Sadece küçüklüklerini hatırlıyordu. Şimdiyse hepsi birer genç kız olmuştu. Bu genç kızların isimleri Nevin, Güzin,Aliye,Samiye,Meliha’dır. Bu kızların hepsininde huyları ve görünüşleri farklıdır. Hasan eve geldikten sonra hepsi ona karşı yabancılık duymadan odasını hazırlamasına yardımcı olurlar . Hasan ‘ın gözüne evde ilk takılan şey bütün kızların neşe içinde cıvıl cıvıl olmalarına rağmen Meliha’nın çok sessiz ve suratında sürekli bir ağlama ifadesinin bulunmasıydı.Meliha’nın suratı her zaman solgun ve mutsuzdu.Meliha kızların en büyüğü olmasına rağmen sanki onların en küçüğüymüş gibi duruyordu.

Edebiyat

Uygur hanlığının vârisi sayılan Karahanlı devletinde edebiyat dili Uygur-Karluk ve Oğuz-Kıpçak dillerine dayanıyordu. Edebiyatın biçim, tür ve nitelikleri ise, büyük ölçüde Arap ve İran edebiyatlarından etkilendi. Bozkır kültüründen geçiş aşaması olan bu dönemin en önemli eserleri, Kaşgarlı Mahmut'un "Divan-ı Lügat-it Türk" ü ile Yusuf Has Hacip'in "Kutad gu Bilig" idir. Karahanlı dönemi Türk ağızlarının zengin bir sözlüğü olan Divan-ı Lügat-it Türk'de yazar, sözlükleri açıklarken dörtlüklerden oluşan hece vezniyle destan, ağıt, lirik şiir türünde örneklere, atasözlerine yer verir. Sergilediği anonim eserler arasında, tek şair olarak da, Çuçu'nun adını anar.

Kutad gu Bilig aruz vezniyle ve mesnevî, kaside gibi İslâm edebiyatının ortak özellikleri kullanılarak yazılmıştır. Devlet yönetimi, İslâm dini ilkelerine uygun biçimde iyi insan olma yollarını, ahlâk kurallarını konu edinir. Yer yer toplumsal hayatı, kurumları, folkloru ve inançları dile getirir.

Ahmet Yesevî'nin tasvvuf düşüncesiyle temellenen "Divan-ı Hikmet" i, bazıları aruz, bazıları da hece vezninde söylenmiş şiirlerden oluşur.